Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: Stimson Enstitüsü tarafından İsrail’e önerildiği belirtilen taslak metin, ateşkes ortamında bile Husiler’in (Ensearallah) saldırılarını gerçekten durdurup durdurmadığı sorusunun yanı sıra, bölgesel dengeler ve uygulanması gereken kapsamlı bir stratejiye dikkat çekiyor.
Metne göre, Husiler ekim saldırılarının ikinci yıldönümünde 7 Ekim’de Eilat’a dört insansız hava aracı (İHA) fırlatarak rejime yönelik saldırılarını sürdürdü. Husiler, Kasım 2023’ten bu yana İsrail’e ve Kızıldeniz’deki ticaret denizciliğine saldırılar düzenliyor. Başlangıçta İsrail rejiminin bu saldırılara karşı hazırlıksız olduğu, grubun yapısı ve kapasitesi hakkında yeterli istihbarata sahip olunmadığı vurgulanıyor.
Taslağın değerlendirmesi, İsrail liderliğinin Yemen’e yönelik vurgu ile Hizbullah ve Hamas’a karşı kurduğu caydırıcılık benzeri bir denge kurmayı umduğunu, ancak Husiler’in diğer “direniş ekseni” güçlerinden farklı olarak merkezi ve hedeflenebilir bir merkezî ağırlık noktasına sahip olmadığını belirtiyor. 20 Temmuz 2024’ten itibaren İsrail rejiminin Hodeyde limanı, enerji santralleri ve Sana havaalanı gibi Husiler’e ait altyapılara saldırılar düzenlediği; bu saldırıların ekonomik kayıplara yol açtığı, fakat Husiler’in bunları dayanabileceği ve hatta popülaritelerini artırdığı ifade ediliyor.
Metin, İran’ın durumu erken fark eden taraf olduğunu ve İran’ın Husiler’e askeri desteğini artırdığını belirtiyor. Taslağa göre, eğer İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sürse bile Husiler’in oluşturduğu sorun ortadan kalkmayacak; Husiler artık yalnızca Filistin için değil, tüm direniş ekseninin savunucusu olduğunu düşünüyor. Bu nedenle Husiler, İsrail’in Lübnan’a yönelik ya da Tahran’a yönelik saldırılarına misilleme olarak roket veya İHA atışları gerçekleştirebilir.
Stimson taslağı, İsrail’in Yemen kaynaklı çatışmaya ayrı ve uzun dönemli olarak hazırlanması gerektiğini; hızlı, tek seferlik operasyonlara veya lider suikastlerine dayanan taktiklerin yetersiz kalacağını öne sürüyor. Böyle bir kampanya için öncelikle İsrail’in düşman hakkında bilgi eksikliğini gidermesi gerektiği vurgulanıyor: Husiler’in stratejik kabiliyetlerini, füze mevzilerini ve fırlatma platformlarını tespit edecek güçlü istihbarat kapasitesi şart. Taslak, bazı üst düzey Husiler yetkililerinin öldürülmesinin istihbaratta sınırlı ilerleme göstergesi olduğunu, fakat kabile liderlerinin ve yerel yapıların tam tespiti yapılmadan kalıcı başarı sağlanamayacağını kaydediyor.
Metin ayrıca İsrail’in bölgedeki sınırlı varlığını telafi etmesi gerektiğini; bunun için ABD 5. Filosu ve bölge ülkeleri — özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan — ile işbirliği geliştirilmesini öneriyor. Husiler’in stratejik sistemleri için gerekli parçaların tedarikini sağlayan hatların, başta İran olmak üzere kısmen Çin bağlantılı lojistik desteğinin sınırlanması gerektiği; bazı ekipman sevkiyatlarının Aden limanında el konulduğu bilgilerine atıf yapılıyor.
Stratejinin bir diğer ayağı olarak, metin İsrail’in Kızıldeniz’de daha aktif bir varlık oluşturmasını ve böylece operasyonel serbestliğini artırmasını tavsiye ediyor. Ayrıca Körfez devletleri ve Güney Yemen’deki güçler — özellikle Başkanlık Konseyi lideri Raşad el-Alimi yönetimindeki aktörler — ile sürdürülebilir bir koalisyon kurulmasının önemine işaret ediliyor; çünkü bu güdümlü aktörlerin amacı Husiler rejimini ikame edecek bir yapılanmayı desteklemek olarak görülüyor.
Taslak, Husiler iktidarda kaldığı sürece stratejik tehdidin devam edeceği değerlendirmesini yapıyor ve İsrail’in bu tehdidi ciddi şekilde azaltmak için askeri, siyasi ve ekonomik bileşenleri uyumlu bir şekilde içeren uzun soluklu bir programa ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Tek başına dağınık operasyonların veya abartılı rejim değiştirme iddialarının yeterli olmayacağı; çok boyutlu, sürekli ve koordine bir planın gerektiği savunuluyor.
Son olarak metin, İsrailli siyasetçilere uyarıda bulunuyor: Husiler’e karşı yapılan girişimler hakkında kendini övme ve abartılı beyanlardan kaçınılması gerektiği; aksine stratejinin sabır, koordinasyon ve istikrarlı uygulama gerektirdiği ifade ediliyor.
yorumunuz